Ergenlik dönemi ruhsal, fiziksel ve duygusal bir çok değişimin gerçekleştiği, çocukluk donemi ile yetişkinlik dönemi arasında gerçekleşen karmaşık bir süreçtir. Bu süreç ergen olma yolundaki birey icin çok yorucu olmakla birlikte ebeveynlerinde iletişim ve ilişki kurmakta yıprandıkları bir dönemdir. Ergenlik dönemi genelde 13 ile 22 yaşları arasında gerçekleşse de cinsiyet ve bireysel değişkenler başlangıç ve bitiş yaşlarında farklılık gösterebilir.
Ergenlik döneminde bireyler fiziksel ve hormonal açıdan bir çok değişim yaşarlar, bedenleri değişmeye ve olgunlaşmaya başlarken, sesleri kalınlaşır ve bunu bir çok değişim takip eder. Bu fiziksel ve hormonal değişim yogun duygusal iniş çıkışlara neden olur. Yani bir çok duygularını uç noktada yaşarlar; öfkeyi, acıyı, aşkı, neşeyi, mutluluğu, nefreti, huzuru vb. Zihin artık bir çok şeye yoğunlaşmak zorundadır; sosyal ilişkilerde denge kurma çabası, karşı cins tarafından beğenilme isteği, entellektüel olarak ilgi alanlarının oluşması-güçlenmesi, aile içerisindeki dengenin yenilenmesi ve buna bağlı yaşanan çatışmalar. Bütün bunlar ergen olan birey için çok karmaşık bir hal alır ve ders başarısı ve odaklanma sürecini olumsuz yönde etkileyebilir. Algının uzun vadede meşgul olduğu bir diğer dinamik ise değerlerin, doğru-yanlışların ve iyi-kötülerin tekrar şekilleniyor olmasıdır. Bu süreç ergenlik dönemindeki bireyin ebeveynlerinden öğrendiklerine deneyimlerini de dahil ederek karakterinin şekillenmeye başladığı bir dönemdir. Bazen ebeveynlerinin gerçeği ile çatışan doğru ve değerleri nedeni ile çatışmalar yoğun yaşanabilir. Bu çatışmaya bir de ebeveynler ile ergen birey arasındaki ilişkinin tekrar düzenlenme sürecindeki çatışmaların eklenmesi muhtemeldir. Ergen birey ebeveynlerinin oluşturdukları çocukluk sınırlarını esnetmeye ve kaldırmaya çalıştıkça ebeveynler panik ve tedirginlikle o sınırları korumak için baskıcı ve tehditkar bir şekilde direnirler. Bu durumunda güç mücadelesine dönüşmesi kaçınılmazdır. Bir de sosyal ilişkilerin daha ön planda olması, aidiyet hissiyatına duyulan yoğun ihtiyaç, karşı cins ile duygusal temaslarda yaşanan karmaşalar da işin içerisine girdiğinde ebeveynler genelde çocuklarının kendilerinden çok uzaklaştığını ve çoğunlukla evdeyken odasında zaman geçirdiklerinden yakınır. Ergenlik dönemi riskli davranış ve ilişkilerin oluşabileceği bir dönem olması ile de aile panik ve tedirginlik içerisinde çocuklarına yaklaşırlar. Bu yaklaşım ise daha fazla ergen bireyin uzaklaşmasına neden olur.
Ebeveynler çocuklarının da bu süreci yönetmekte zorluk çektiklerini unutmamalı ve iletişim-ilişkilerini bir güç mücadelesine dönüştürmemeye dikkat etmelidir. Ergen bir bireyi çocukluk dönemi ebeveyn tutumları içerisinde tutma çabası onun anlaşılması için ihtiyaç duyduğunuz enerji ve motivasyonu da tüketir. Unutmamalı ki çocuklarımız gelişim süreçlerine göre ebeveyn tutumlarımız ve yaklaşımlarımız değişmeli ve dönüşmelidir. Bir diğer önemli nokta ise ergenlik döneminde riskli davranış ve alışkanlıkların da gündemde olabileceği göz ardı edilmemeli, yönetilmesi zorlaşan durumlarda mutlaka uzman desteğine başvurulmalıdır.
Özgür Bayden
Uzm. Psikolog
Si Psikoloji
Uzm. Psikolog
Si Psikoloji
Yorumlar
Yorum Gönder